Bu evin kokusu bana çocukluğumu hatırlatıyor, sanki
yıllardır bu evde yaşamamışım da sadece çocukluğumu bu evde tüketmişim gibi…
Bazen bir koku çok şey anlatabilir, gözlerimin önüne bir çok fotoğraf karesi
sıralanıyor birden.
Mutfak kapısındayım, annemle babamı görüyorum. Kulağımı öyle
sıkı tıkamışım ki sadece mimiklerine bakıyorum, geri kalan şey kusursuz
sessizlik. Yerde cam parçaları görüyorum, o kadar çoklar ki sanki yer sadece
onlardan oluşuyor. Sonra da ayağım kanamaya başlıyor, birden tüm parlaklık kan
oluyor. Geçmişin üzerinden yürüyüp geriye gidebilir misiniz üstünüz başınız kan
olmadan?
Salondayım. Abimle birbirimize bakıyoruz ve gözlerimiz o kadar kısık ki, sanki çevreyi değil sadece birbirimizi görmek istiyoruz. Ses yok, bu evde ses hiç olmadı. Abimin bana sarıldığını fark ediyorum, öyle sıkı sarılıyoruz ki birbirimize sanki aramızda sadece kan bağı yok. “Kardeş” sadece aynı karnı paylaşan insanlara mı denir? Aynı karnı paylaşıp ve sonrasında da aynı kaderi paylaşan, aynı olaylarda aynı sessizliği duyan insanların arasındaki bağa ne isim verilir?
Salondayım. Abimle birbirimize bakıyoruz ve gözlerimiz o kadar kısık ki, sanki çevreyi değil sadece birbirimizi görmek istiyoruz. Ses yok, bu evde ses hiç olmadı. Abimin bana sarıldığını fark ediyorum, öyle sıkı sarılıyoruz ki birbirimize sanki aramızda sadece kan bağı yok. “Kardeş” sadece aynı karnı paylaşan insanlara mı denir? Aynı karnı paylaşıp ve sonrasında da aynı kaderi paylaşan, aynı olaylarda aynı sessizliği duyan insanların arasındaki bağa ne isim verilir?
Banyodayım. Klozete oturmuş ağlıyorum. Gözyaşlarım o kadar şeffaf ki içimdeki bıkmışlığın tamamını görebiliyorum. Öylece yere damlıyorlar, yer parlamaya başlıyor birden. Sanki yokmuşum gibi hissetmek istiyorum. Yanımdaki kalem kağıda uzanıyorum ve yazmaya başlıyorum. .
Gözlerimi açtığımda evin giriş kapısına yaslanmış sadece evin sessizliğini dinliyordum. Eve döndüğüm için mutluymuşum gibi davranmaya çalışarak kendime gülünecek bir sebep yarattım, evden en son çıktığımda uçağı kaçırma telaşıyla koştururken yere düşürdüğüm ve tekrar almaya üşendiğim tokaya bakıp gülümsedim, öyle yalnız geldi ki gözüme..
Harika bir yazi olmus. Okurken hissettim de ayni zamanda. Hele bir cumle beni baska bir yere surukledi, sanki kendimi gordum orada. "Ses yok, bu evde ses hiç olmadı." belki bu yazinin en kisa cumlesi ama anlami en buyuk olan benim icin.
YanıtlaSil